‘Gölbaşı Sevgi Çiçeği’ ile Çevre Dostlarına İttifak Daveti: “Artık sevgi zamanı”
Ankara Kent Konseyi (AKK) Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, 26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) tüm dünyayı Gölbaşı Sevgi Çiçeği üzerinden sevgi esasına dayalı bir ittifak kurmaya davet etti.
İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen COP26’da Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Ankara Sanayi Odası (ASO), “İklim Değişikliğine Sektörel Yaklaşımlar” başlıklı bir panel gerçekleştirdi.
Panelde konuşmacılardan olan Yılmaz, 100 yıl önce kurulan ATO’nun 160 bin üyesi ve 1,5 milyon iş gücüyle karbon salımı ile mücadelede etkin bir rol üstlenme kararlılığında olduğunu söyleyerek, AKK olarak attıkları yenilikçi adımlardan bahsetti.
Başkent kent yönetimi olarak binlerce katılımcı ile Türkiye’nin ilk Bisiklet Meclisi’ni kurduklarını, onlarca çevre örgütünün ve gönüllünün katılımıyla İklim ve Çevre Meclisi’ni oluşturduklarına değinen Yılmaz, “Suya Saygı Buluşmaları, deprem, doğal afet gibi konularda onlarca farkındalık toplantısı yaptık ve tavsiye kararları aldık.” dedi.
ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Yılmaz, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı ile iş birliği içerisinde genetiği değiştirilmemiş, vahşi sulamaya ihtiyaç duymayan tarımı teşvik ettiklerini, Ata Tohumu Hareketi’ni başlattıklarını ifade etti.
“Tehlikenin boyutunun farkındayız”
Ankara’da iklim değişikliğinin etkisinin yoğun şekilde hissedildiğini belirten Yılmaz, “Kişi başına düşen su tüketim miktarı yakın zamana kadar 237 litre iken, şimdilerde baraj doluluk oranlarımız azalıyor. Şehrimizde hava sıcaklığının yakın gelecekte 4,5 dereceye kadar artabileceğine dair araştırmalar var. Tehlikenin boyutunun farkındayız.” şeklinde konuştu.
Önlem alınmaması durumunda gelecek 10 yıl içinde büyük felaketlere doğru gidileceğini söyleyen Yılmaz, Türkiye’de görülen orman yangıları, su baskınları ve müsilaj gibi çevre felaketlerinden örnekler verdi.
“Eymir ve Mogan göllerinin kurumasından endişe ediyoruz”
Türkiye’nin küresel karbon emisyonuna sadece yüzde 1 düzeyinde etkisi olmasına rağmen yaşanan felaketlerin boyutu ve ödenen bedellerin sorumluluğunun çok üzerinde olduğuna işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:
“Dünyada risk oluşturan karbon emisyonunun en büyük sorumluları gelişmiş ekonomiler olmuştur. Sanayi devriminden bugüne toplumlar refah seviyesini yükseltirken gelecek kuşakların nefes alma özgürlüğü yok edildi. İş dünyasından gelen birisi olarak, gelişmiş ekonomileri, Robin Hood olmaya değil ama sürecin bedelini ödeyen gelişmekte olan ülkelere karşı hakça ve adaletli bir sorumluluk almaya davet ediyorum. Ekonomilerini geliştirmek isteyen diğer ülkelerin üretim ve imalatlarının yüzde 30 oranında arttığı 2010-2019 döneminde yerkürede en yüksek sıcaklık artışları kaydedildi. Aynı süreçte Aral Denizi kum çölüne dönüştü. Binlerce endemik bitkiyi kıyılarında yeşerten Anadolu havzalarının, Ankara’mızın havasının teminatı olan Eymir ve Mogan göllerinin Aral Denizi ile aynı kaderi paylaşmasından endişeliyiz.”
Gölbaşı Sevgi Çiçeği İttifakı
Felakete engel olmak için köklü bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu söyleyen Yılmaz, iklim değişikliği başta olmak üzere küresel ekonomiyi tehdit eden sorunları ortadan kaldırmak için tüm dünyayı Gölbaşı Sevgi Çiçeği İttifakı’na davet etti.
Yılmaz, “Tarih boyunca insanlar güç, din, para ve konfor için savaştılar. Artık sevgi zamanı. Bütün çevre dostlarını, yaşanılabilir ekosistem için Sevgi Çiçeği İttifakı’na davet ediyorum. Türkiye’nin ilk İklim Meclisi’ni kuran, katılımcısı olduğumuz COP26 ile aynı amaca hizmet ettiğimizi söylemekten gurur duyan bir çevre dostu olarak, tüm insanlığı sevgi odaklı bir dünyanın sağlayacağı nimetleri kardeşçe paylaşmaya çağırıyorum.” dedi.
“Türk Sanayicisinin rekabet gücünün korunması gerekiyor”
Aynı panelde konuşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkan Yardımcısı Seyit Ardıç ise dünyanın büyük bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğuna değindi.
İklim değişikliğinin, insanlığın geleceğini tehdit eden ve küresel ekonomiyi temelden etkileyen en önemli ekolojik sorun olduğunun altını çizen Ardıç, “2050’ye kadar net sıfır emisyona ulaşılabilse bile sıcaklık artışı ancak 1,5 derece ile sınırlanabilecek. Yaşam tarzımızın, üretim ve tüketim kalıplarımızım yeniden tanımlandığı bu dönemde yalnızca azaltma stratejilerine odaklanmak yeterli olmayacak.” diye konuştu.
Tüm fosil yakıtlara hemen son verilse bile iklim değişikliğinin birçok sonucunun insanlıkla olmaya devam edeceğini ifade eden Ardıç, şöyle konuştu:
“İklim değişikliği kaynaklı artan aşırı hava olayları ile yaşadığımız bir geleceği kabul etmemeliyiz ama aynı zamanda buna hazırlanmalıyız. İklim değişikliği ile mücadelede, sanayide enerji tüketimini ve emisyonları azaltacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi, yenilenebilir kaynak kullanımının arttırılması, negatif emisyon teknolojilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Ham madde tüketiminde verimliliğin arttırılması için sanayide çevreye duyarlı üretim modelleri ile geri dönüşüm ve sıfır atık yöntemlerinin kullanılması, döngüsel ekonomi yaklaşımının benimsenmesi oldukça önemli.
Bununla birlikte sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının bir parçası olan düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde, Türk sanayicisinin rekabet gücünün korunması gerekiyor. “
BM İklim Değişikliği Konferansı’na Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili ve Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara Sanayi Odası 2. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, ASKİ Genel Müdür Yardımcısı İklim Değişikliği Politika Araştırma Derneği Başkanı Dr. Baran Bozoğlu, Ankara Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Cemalettin Kömürcü ve Akademi Çevre A.Ş. İklim ve Çevre Müdürü Piraye Gök, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, Komisyon Üyeleri Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz, Sivas Milletvekili Semiha Aydın, Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve Başkent Ankara Meclisi Başkanı Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan katıldı.